
Eser Soygüder Yıldız/Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre Türkiye’nin 146 ülke arasında 127’nci sırada yer aldığını açıklayan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İş Dünyasında Kadın Komisyonu (İDK) Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, Türkiye’de kadınların hem toplumdaki hem de ekonomideki yeri ve statüsünü; ‘olması gerekenin ve özlenenin çok gerisinde’ şeklinde yorumladı. Kadınların istihdama katılım oranının erkeklerin yarısından, girişimcilik oranının ise beşte birinden daha az olduğuna dikkat çeken Açık, “Bu tabloyu değiştirmek için toplumsal cinsiyet eşitliğini, sosyal politikalardan iş dünyasına kadar her alanda temel bir ilke haline getirmeliyiz. Gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmak; ancak kadınların karar mekanizmalarında daha çok yer aldığı, üretime daha fazla katkı sunduğu bir yapıyla mümkün” dedi.
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İş Dünyasında Kadın Komisyonu (İDK) Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık
“ATILMASI GEREKEN ADIM ÇOK”
Kadınların iş gücüne daha fazla katılmasının yalnızca ekonomik büyümeye değil, aynı zamanda sosyal kalkınmaya da doğrudan katkı sağlayacağına vurgu yapan Açık, bu katılımın; insan kaynağının daha verimli ve adil kullanımını mümkün kılacağı gibi yoksulluğun azalmasına, gelir dağılımının iyileşmesine ve toplumsal refahın artmasına zemin hazırlayacağını dile getirdi. Kadınların ekonomik hayatta aktif yer almasının, aile içindeki güç dengelerini de olumlu yönde etkileyeceğini savunan Açık, “Kadınların daha çok iş hayatında olmasıyla, çocukların eğitim ve sağlık olanaklarına erişimi artar, kuşaklararası eşitsizlikler azalır. Aynı zamanda kadınların karar alma mekanizmalarında daha fazla yer alması; iş dünyasında farklı bakış açılarını, daha kapsayıcı ve yenilikçi bir yönetim anlayışını beraberinde getirir. Bu nedenle kadınların iş gücüne katılımı bir eşitlik meselesi olmasının yanı sıra, sürdürülebilir kalkınmanın ve global ölçekte rekabet edebilirliğin vazgeçilmez unsurlarından biridir” diye konuştu.
Prof. Dr. Yasemin Açık, kadınların topluma ve ekonomiye katılımını artırmak için atılması gereken çok adım olduğunu belirterek, önerilerini; “Öncelikle kadınların sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel alanlar gibi yaşamın tüm alanlarına etkin ve yetkin bir şekilde katılımı sağlanmalı. Bu kapsamda eğitim, finansmana erişim, dijital yetkinlik ve liderlik becerileri desteklenmelidir. Bir diğer önemli konu kreş, yaşlı bakımı gibi bakım hizmetlerine erişimin kolaylaştırılmasıdır. Son olarak kadına yönelik ayrımcılık ve mobbing gibi iş yaşamı engellerine karşı sıfır tolerans yaklaşımı benimsenmelidir” şeklinde sıraladı.
“BİNLERCE KADINA ULAŞIYORUZ”
TÜRKONFED İDK Başkanı olarak toplumda ve ekonomideki kadın gücünü değerlendirmeye ve kadınların gücünü artırmaya yönelik birçok çalışma yapan Prof. Dr. Yasemin Açık, bunları ise şöyle özetledi; “TÜRKONFED İDK olarak, 2013 yılından bu yana, bünyemizdeki 55 kadın derneğiyle ülkemizin en büyük örgütlü kadın gücünü oluşturduğumuzun bilici ve sorumluluğuyla emek veriyoruz. Kadınların iş dünyasında güçlenmesi, daha fazla söz sahibi olması ve eşit fırsatlara sahip olması için çalışıyoruz. Sanayide ve hizmet sektöründe hem girişimci hem de çalışan olarak kadın sayısının artmasına, ekonomide kadının yerinin güçlenmesine, bu alandaki yasal mevzuat ve uygulamaların takibine, iyi örneklerin desteklenmesine odaklanıyoruz. Bu kapsamda girişimci kadınlara eğitim, mentörlük gibi desteklerden iş dünyasında kadın raporlarına ve uluslararası kadın zirvelerine ülkenin dört bir yanından binlerce kadına ulaşıyoruz.”
Toplumsal cinsiyet ve fırsat eşitliğinin yalnızca kamu politikalarıyla değil, özel sektörün kararlılığıyla da sağlanabileceğinin altını çizen Açık, “Biz de bu yaklaşımla çeşitli projelerde özel sektör ile iş birliği yapıyoruz. Bu projeler aynı zamanda özel sektörün toplumsal cinsiyet ve fırsat eşitliği ilkesini söylemlerin ötesine taşıyarak uygulamada da benimsediğini gösteriyor” diye konuştu.
“Eşit İşe Eşit Ücret, Kurumsal Kültürün Bir Parçası Olmalı”
TÜİK’in paylaştığı son verilere göre cinsiyetler arası ücret veya kazanç farkının tüm eğitim düzeylerinde erkekler lehine gerçekleştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yasemin Açık, bu eşitsizlik tablosunu değiştirmek için eşit işe eşit ücretin kurumsal kültürün bir parçası olması gerektiğini vurguladı. Kadınların finansal haklarını koruyan güçlü sistemlerin kurulmasının, kadınların sosyal güvenceye ulaşmasının önündeki engellerin kaldırılmasının zorunluluğunu da dile getiren Açık, “Çok acıdır ki kadınlar hem dünya genelinde hem ülkemizde şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor. Bu şiddetin pek görünmeyen ancak aslında son derece büyük zararlar veren türlerinden biri de ekonomik şiddet ve iş yerlerindeki mobbingdir. Başta daha az gelişmiş bölgelerde olmak üzere kadınların önemli bir kısmı hala kendi emeği ve geliri üzerinde tam olarak söz hakkına sahip değil. Çalışmaları engelleniyor, aile işlerinde ücretsiz çalışıyorlar, düşük ücretlerle emekleri değersizleştiriliyor ya da bakım yükü nedeniyle iş gücü piyasasında tutunamıyorlar” yorumunu yaptı.